DEKOLTE GİYMEK SUÇ MUDUR? -Bir Genel Ahlâk Tartışmasına Dair-

MHP eski milletvekili A.K, katıldığı bir TV programında bir kadın oyuncunun gala kıyafeti hakkında ”göğüs dekoltesi’’ sebebiyle ilginç bir suç ithamında bulunmuştur.

En temel değerler hakkında bile çoğu zaman uzlaşmaya varılamayan Türkiye gibi tipik Ortadoğu ülkelerinde belli dönemlerde gündeme gelen ahlâk-hukuk tartışmaları açısından yine ilginç bir polemik zuhur etmiştir.

Türk Ceza Kanunu ve özel kanunlar açısından, dekolte giymenin bizatihi suç olmadığı izahtan varestedir. Yani bir kadın göğüs dekolteli elbise, mini etek vs suretiyle kıyafet tercihinde bulunduğunda TCK açısından bir suç işlediği iddiasıyla ‘’şüpheli’’ sayılamayacaktır. Ancak, cinsel organ(vajina, penis vs.) gösterme boyutunda teşhircilik suçu(TCK md 225) ve diğer suçlar gündeme gelebilecektir.

Bir kadın veya erkeğin kılık kıyafet üzerinden suçlanma durumu, TCK açısından ‘’alenen cinsel ilişki, teşhircilik, müstehcenlik’’ gibi suçlar ile mümkündür. Bu da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde Genel Ahlaka Karşı Suçlar ile şayet cinsel söz ve davranış bir gerçek kişiye yönelirse Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar bağlamında ele alınabilir.

Örneğin TCK md 225 açısından cinsel organ(penis,vajina,anüs vs.) göstermek, teşhircilik suçuna sübut verebilir ve kişi 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Yine örneğin, ‘’alenen cinsel’’ ilişkiye giren şahıslar da TCK md 225 kapsamında cezalandırılır.

Bunun yanında TCK md 226 açısından müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünler üzerinden, müstehcenlik şartının gerçekleşmesi ve diğer yasal unsurlar da mevcut ise suç oluşacaktır. Örneğin, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişilerin kullanıldığı ürünleri(çocuk pornosu niteliğinde), ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi de 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir. (TCK md 226/3)

Yine para karşılığı cinsel ilişki kurmak yani fuhuş yapmak maksadıyla fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan (fuhuş reklamı yapan)kişi de 1 yıldan 3 yıl hapis cezasına kadar cezalandırılabilecektir. (TCK md 227/3)

Bu özel durumlar çeşitlendirilebilir.

i.Hukuk-Ahlâk İlişkisi Bağlamında Bir Değerlendirme

Esasında göğüs dekoltesi üzerinden giden bu tartışma, ahlâk-hukuk ilişkisine dair tartışmayı hatırlatmaktadır. Evet, bir kadının Datça Sahili’nde bikini giyerek yüzmesi yahut Bursa Kent Meydanı’nda külodu belli olacak şekilde dar bir pantolon giymesi toplumun muhafazakar ve ahlâkçı üyelerini rahatsız edebilir.

Ve fakat Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet olduğu, yani şeriatın yahut herhangi bir dinin hukuk sisteminin referans alınarak inşa edildiği bir yasama,yürütme ve yargı anlayışına sahip olmadığı için sırf dekolte giyildiğinden bahisle bir kadın veya erkeğin mevcut TCK açısından suçlanması mümkün değildir.

Gönül ister ki, olması gereken ahlâkçı hukuk bağlamında aksi bir yasal düzenleme yapılabilsin. Hatta kendisine muhafazakar diyen AKP iktidarı da 20 yıldır, TCK’nın tek bir maddesini İslâma referans ile değiştirmemiştir. Ve değiştirecek bir iradesi de kudreti de bulunmamaktadır. Çünkü T.C Rejimi, temel politik saik olarak devletin varlığına dair ve mevcut millet yapısını korumaya yönelik hareket ettiği için, ahlâk, İslâm ve sair insan hakları gibi şeyler buharlaştırılan ve amaca giden yolda araçsallaştırılan şeyler hükmünde olmaktadır.

Diğer yandan bilindiği gibi; Ahlâk, hukuka sirayet ettiği ve daima hukukun kaynağı olduğu için hukukî meşruiyet açısından kendisine atıf yapılan bir değerdir. Türk hukuku sahnesinde, ahlâkın ceza hukuku, temel hak ve özgürlükler, hukukî işlemlerin geçersizliği vs. hukukî meselelerde doğrudan referans alınan bir ölçüt olduğu görülmektedir. Normların içeriği ve sınırları, onlara yön veren hukuk politikasıyla şekillenmektedir. Hukuk-ahlâk geriliminde hukuk ahlâkî durumu etkileyebildiği gibi, ahlâk da hukuk yapım sürecinde toplumsal değerler olarak yansıdığı oranda hukukun kaynağı olmaktadır.

 

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Genel Ahlâka Karşı Suçlar

Genel ahlâka karşı suçlar doktrinde genellikle cinsel ahlâka ilişkin bir daraltmayla ele alınır. Kilise ve İslâm hukukunda da bu tarz suçların ağır şekilde cezalandırıldığı görülmektedir. 765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu’nda Adabı Umumiye ve Nizamı Aile Aleyhinde Cürümler bahsinde düzenlenen suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda  “hayâsızca hareketler, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, dilencilik” olarak belirlenmiştir. Alenen cinsel ilişkiye girmek ve sadece cinsel uzuv göstermek olarak anlaşılan teşhircilik suç sayılmıştır.

Yargıtay kararlarında da, örneğin TCK’nın 225. maddesindeki alenen cinsel ilişki ve teşhircilik suçları umuma açık yerdeki araç içerisinde işlendiğinde Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre aleniyetin varlığı kabul edilmektedir.(Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/54 E. , 2021/333 K.)

TCK’nın 225. maddesinde düzenlenen “Hayasızca Hareketler” suçunda; “alenen cinsel ilişkide bulunmak” veya “teşhircilik” suçun unsurları olarak tanımlanmaktadır. Toplum kültürünün önemli bir kısmını oluşturan edep, iffet, ar ve haya duyguları ile edep törelerini korumayı amaçlayan ve bu değerlere saldırı niteliği taşıyan hareketleri yasaklayan söz konusu Kanun maddesindeki teşhircilik; kişinin cinsel tatmine ulaşabilmek için cinsel organı veya madde metniyle korunması hedeflenen değerleri incitecek şekilde vücut bölgelerini alenen göstermesidir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/19463 E. , 2021/781 K.)

Dekolte kıyafet giymek, ceza hukukçularının yorumuna göre de, teşhircilik sayılmamaktadır.( Hakan Hakeri, Sorularla Ceza Hukuku, (Ankara: TBB Yayınları, 2005), s.249.)

 Hayâsızca hareketler suçu maddesinde yapılan daraltma, eski TCK’ya göre oldukça liberal ve birey merkezli ahlâk anlayışının mevzuata sirayeti olarak da okunabilir.  

Cinsel amaçlı hareketlerin, doğrudan mağduru hedef alarak gerçekleştirilmesi halinde cinsel taciz suçu, mağduru hedef almadan ve alenen gerçekleştirilmesi halinde ise TCK’nın 225. maddesinde düzenlenen hayasızca hareketler suçu oluşacaktır.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi  2020/19962 E.  , 2021/19957 K.)

 İnsanın vücudunu başkalarının zevkine terk etmeyi sanat haline getirmesi ve bu hareketinin semereleriyle yaşaması, yani  insan vücudunun her türlü müstehcen ticareti olan fuhuş,  Roma, Katolik, Yahudî ve İslâm hukuk sistemlerinde daima olumsuzlanan bir fiil olarak görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kısmî de olsa bazı gayrimeşru ilişkilerden el çekmesi ve fuhşun özel görünümlerini yasallaştırması gibi bazı tarihsel durumlar olsa da(Bknz: “Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü”, 30 Mart 1961, Bakanlar Kurulu Kararnamesi, 5/984.), bizatihi fuhuş değil ve fakat fuhşa teşvik, fuhuş için aracılık veya yer temini, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması gibi hareketler suç sayılmıştır.

Yani Türk hukukuna göre bizatihi fuhuş fiili serbesttir, fakat fuhşun organize edilmesi ve yansıma kârlar edilmesi gibi hareketler suç kapsamına alınmıştır. Pornografik sitelerin engellenmesi gibi meseleler de, TCK’nın bu düzenlemeleriyle hukukî bir temel bulmaktadır.  5237 sayılı TCK, ilâhî hukuk sistemlerince suç olarak kabul edilen bazı davranışları suç olarak görmemiş yahut hukuken haksız fiil olarak değerlendirilse bile cezalandırma gündeme getirilmemiş, hayâsızca hareketler, fuhuş, dilencilik, müstehcenlik gibi suçlarda ise belli şartlarda davranışları cezalandırmak istemiştir. Türk ceza hukukunda genel ahlâk kavramı sadece cinsellikle ilişkilendirilmemiş, dilencilik ve kumar oynanması için yer ve imkân sağlanması suçlarında görüldüğü gibi hukuk politikasına tarihsel ve tuhaf toplumsal değerler yön vermiştir denebilir.

SONUÇ YERİNE;

TCK açısından dekolte kıyafet giymek, bizatihi suç değildir. Ve fakat, cinselliğin bazı özel görünüm biçimleri ve bazı cinsellik pratikleri(alenen cinsel ilişki, alenen cinsel organ gösterme, teşhircilik vs) yasal açıdan suç oluşturabilecektir.

Bu vesile ile, yüzü Batı’ya ruhu Doğu’ya dönük bir Ortadoğu ülkesi olan Türkiye’nin tuhaf hallerine şahit olmanın verdiği özel haz ile hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

Ahlâk, hukuk ve vicdan ile kalın…

GÜLER HUKUK BÜROSU- 12/05/2022

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir