TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASI BAĞLAMINDA İDARENİN YARGISAL DENETİMİ SORUNU

TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASI BAĞLAMINDA İDARENİN YARGISAL DENETİMİ SORUNU

(EVLİLİLİK YOLU BAĞLAMINDA KISA BİR DEĞERLENDİRME)

Bilindiği gibi, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu(TVK) kapsamında; 10-11 durumda ‘’yabancı’’ sayılan kişiler Türk vatandaşlığını kazabilirler.

Öyle ki bu durumlar şu şekildedir;

1)DOĞUMLA (soybağı veya 18 yaşını tamamladıktan sonra doğuma ilişkin yurtdışından bildirim yoluyla),

2)DOĞUM YERİ ESASINA GÖRE(/Türkiye’de doğan ve ana-babası belli olmayan yahut vatansız bulunan yahut milli kanunları gereğince vatandaşlık kazanamayan çocuğun doğumla kazanması gibi)

3)EVLENME YOLUYLA(Bir Türk vatandaşı ile evlilik, doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. En az üç yıldan beri bir Türk vatandaşı ile evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvurabilirler.)

4)EVLAT EDİNME YOLUYLA (Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan yabancı kişi; milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla)

5)KKTC VATANDAŞI OLMASI HASEBİYLE VATANDAŞLIK KAZANMA YOLUYLA (Doğumla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olup Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen kişiler, Türk vatandaşı olmak istediklerini yazılı olarak beyan ettikleri takdirde, Türk vatandaşlığını Bakanlık kararı ile kazanırlar.) Dipnot olarak belirtmek gerekir ki; “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasında “İki Ülke Vatandaşlarına İlave Kolaylıklar Tanınmasına İlişkin Anlaşma” ve 20.12.2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’de miras, satın alma veya mülkiyeti nakledici bir sözleşme yoluyla taşınmaz mal edinimlerinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlandırılmaları ve yabancılara uygulanan kanuni kısıtlayıcı hükümlerden muaf oldukları belirlendiğinden, anılan anlaşma ve Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkemizde taşınmaz mal edinme talepleri kanuni kısıtlayıcı hükümlerden muaf olarak doğrudan yine Tapu Müdürlüklerince sonuçlandırılması gerekmektedir.” hükmündedir. Yine ilgi (b) talimat “2012/12 sayılı genelgede yukarıda da belirtildiği üzere; iki ülke arasında imzalanan anlaşma gereğince KKTC vatandaşlarının ülkemizdeki taşınmaza yönelik işlemlerinde yine söz konusu genelge de yer alan yabancılara yönelik kısıtlayıcı hükümlerden muaf oldukları ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlandırılmaları belirtildiğinden, KKTC vatandaşı gerçek kişilerin işlemlerinde değerleme raporunun istenilmemesi gerekmektedir.” hükmündedir.

6)SEÇME HAKKI YOLUYLA (Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden ana veya babalarına bağlı olarak vatandaşlığımızı kaybetmiş olan ve ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde Türk vatandaşlığını kazanmak üzere yazılı bildirimde bulunan kişiler seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını kazanabilirler.)

7)İSTİSNAİ YOLLA (5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 12 nci maddesinde sayılan hallerde yabancılar mili güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak kaydıyla, genel olarak Türk vatandaşlığının kazanılmasında aranılan diğer şartlara bakılmaksızın Bakanlığın teklifi, Bakanlar Kurulunun kararıyla Türk vatandaşlığını kazanabilirler.) Bu bağlamda, örneğin vatandaşlık için taşınmaz edinimi hakkında mevzuat kapsamında bazı özel görünümler vardır.  Taşınmaz edinimi yoluyla Türk vatandaşlığı kazanılması olarak Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 20’nci maddesinin 2’inci fıkrasının (b) bendi kapsamında belirlenen döviz tutarındaki kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmuş ya da üzerinde yapı bulunan arsa vasıflı taşınmazı tapu kayıtlarına üç yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın aldığı veya kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmuş, belirlenen döviz tutarı peşin olarak yatırılan ve tapu siciline üç yıl süreyle devir ve terkini yapılmayacağı taahhüdü şerh edilmek şartıyla noterde düzenlenmiş sözleşme ile taşınmazın satışının vaat edildiği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca tespit edilen” yabancı kişiler Cumhurbaşkanı kararı ile Türk vatandaşlığı kazanabilir.

8)GÖÇMEN OLARAK (5543 sayılı İskân Kanununa göre işlemleri tamamlanarak göçmen olarak kabul edilen kişilerin vatandaşlık dosyası il göç idaresi müdürlüğünce düzenlenir ve Bakanlığa gönderilir. Türk vatandaşlığını kazanmak üzere Bakanlığa gönderilen yabancının dosyası incelenir ve kişinin Türk vatandaşlığını kazanması için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunulur. Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığı kazanılabilir.)

9)İKAMET ŞARTI ARANMAKSIZIN YENİDEN KAZANMA YOLUYLA(Millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla, Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden, Ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklardan ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde seçme hakkını kullanmayan, Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 inci maddesinin (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiş, kişiler Türkiye’de ikamet etme süresine bakılmaksızın, Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilirler.)

10)İKAMET ŞARTINA BAĞLI OLARAK YENİDEN KAZANMA YOLUYLA(5901 sayılı Kanuna göre Türk vatandaşlığı kaybettirilenler ile seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler, millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunmaması ve Türkiye’de üç yıl ikamet etmek şartıyla Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilirler.)

11)GENEL OLARAK VATANDAŞLIK KAZANMA (Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda; a) Kendi millî kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak, b) Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet etmek, c) Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini davranışları ile teyit etmek, ç) Genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığı bulunmamak, d) İyi ahlak sahibi olmak, e) Yeteri kadar Türkçe konuşabilmek, f) Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak, g) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak, şartları aranır. TVK md 11)

Bu yazıda, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına dair şartlar ve idari açıdan idari yargıya konu olan yargılama pratikleri bağlamında kısa bir değerlendirme yapılacaktır.

A.EVLENME YOLUYLA TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASI

Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması bağlamında, yasal şartları sağlayan kişiler, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne Evlenme Yoluyla  Türk Vatandaşlığının Kazanılması Başvuru Formu(VAT-6) ve tüm evrakları ile idari başvuru yapmaktadırlar.

Bilindiği gibi bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmamaktadır. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilmektedir. Kanunen a) Aile birliği içinde yaşama, b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.      Vatandaşlık başvurusundan sonra Başvuru tarihinden sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde aile birliği içinde yaşama şartı aranmaz. (5901 sayılı TVK md 16)

Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyi niyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler. Yine evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancının evliliğinin butlanına karar verilmesi halinde, Türk vatandaşlığını muhafaza edip etmeyeceği konusu Valilik aracılığıyla Bakanlıktan sorulur.

(İlgili belgeler olarak; 2 Adet 50×60 mm boyutunda beyaz fonda, desensiz ICAO tarafından belirlenen ve makinede okunabilen biyometrik fotoğraf, Hangi devlet vatandaşı olduğunu gösterir pasaport veya benzeri belge, vatansız ise buna ilişkin usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi, Tescile esas olacak şekilde tüm kimlik bilgilerini gösteren usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi, Yerleşim yeri Türkiye’de bulunuyorsa en son tarihli ikamet tezkeresi, Herhangi bir suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunuyorsa onaylı bir örneği, Başvuru sahibinin doğum tarihinin ay ve günü bulunmuyorsa, bu durumu ispata yarayacak ülkesi yetkili makamlarından alınmış ve usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi veya 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 39 uncu maddesi gereğince Temmuz ayının birinci günü olarak tamamlanmasını kabul ettiğine dair imzalı beyan, Hizmet bedelinin Maliye veznesine yatırıldığını gösterir makbuz gibi belgeler istenmektedir)

A.i.SURİYE ARAP CUMHURİYETİ VATANDAŞLARIYLA ALAKALI İSTİSNAİ DURUM

Son dönemde Geçici Koruma(GK) kapsamında olan ve Türk vatandaşları ile resmi nikahlı bulunan Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının evlenme yoluyla vatandaşlığa geçişleriyle alakalı da güncel gelişmeler yaşanmaktadır.

İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlükleri’ne Suriye pasaportu(yahut Suriye kimliği) noter tasdikli tercümesi, doğum belgesi(beyan-ı vilade)/nüfus kayıt örneği (ihraç kayd), evlenme beyannamesi(beyan-ı zevaç)/evlilik cüzdanı, GK kimliği, Türk eşe ait bilgileri içeren evrak ve sair teknik belge ile başvuru yapan, Türkle resmi nikahla evli olan Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşları, artık evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına geçebilecektir.

b.EVLENME YOLUYLA TÜRK VATANDAŞLIĞININ BAŞVURUSUNUN REDDİNE KARAR VERİLMESİ DURUMUNDA İDARİ YARGIDA İPTAL DAVASININ ÖNEMİ

Vatandaşlık başvuruları kabul edilen yabancılara ‘’Vatandaşlık kararı onay duyuru belgesi’’ adı altında bir belge tebliğ edilmektedir. Örneğin 5901 sayılı TVK md 11 bağlamında GENEL OLARAK TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASI türünde başvuru yapan bir kişi İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile başvurusu onaylandığında, TR sürücü belgesini yeni kimlik bilgilerine göre 45 gün içerisinde yenilemesi gerektiğine ve vatandaşlık kararının onaylandığına dair duyuru belgesini tebliğ alarak(tebliğ-tebellüğ) vatandaşlığa geçmektedir. Ancak vatandaşlık başvurusu reddedilen yabancılar ise, ret kararlarını tebliğ almakta ve ret kararına karşı iptal davası açabilmektedir.

Uygulamada zaman zaman, uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan ve tam entegrasyon gösteren yabancıların evlenme yoluyla vatandaşlığa geçişinde  engel teşkil edecek bir hali bulunmamasına rağmen keyfî olarak ve somut delile dayanmaksızın ret kararları gündeme gelebilmektedir.

Özellikle de millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartı FETÖ/PDY, DAEŞ, el-KAİDE, YPG gibi örgütlerle çok zorlama ilişkilendirmeler yapılmak suretiyle ret kararları gündeme gelebilmektedir.

Yine, fuhuş yaptığı tespit edilen yabancılar yönünden evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama kriteri de gündeme gelerek ret kararları verilebilmektedir.

Yine, çok ciddi yaş farkı sebebiyle yahut fiili olarak birlikte yaşamayan kişilerin sahte evlilikler gündeme getirerek evlenme yoluyla vatandaşlığın kazanılması yolunu araçsallaştırmaması için aile birliği içinde yaşamak kriteri takdir yetkisi bağlamında farklı uygulamalara sebebiyet verebilmektedir.

Evlenme yoluyla vatandaşlık kazanılması başvurularının REDDİNE KARAR VERİLEN YABANCILAR, idari yargıda bu ret kararlarına karşı iptal davası açabilirler.

Uygulamada idare mahkemeleri, çeşitli yollardan vatandaşlık kazanılması taleplerinin reddine dair kararların iptaline dair açılan davalarda idarenin takdir yetkisini öne çekerek red kararları verse de, somut olaya göre iptal kararları da gündeme gelebilmektedir.

‘’(…)Dava dosyasının incelenmesinden; Azerbaycan vatandaşı olan davacının Bursa İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğüne müracaat ederek Türk vatandaşlığına alınma talebinde bulunması üzerine, hakkında yapılan araştırmalar sonucunda başvurusu reddedilerek dosyasının işlemden kaldırılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkta, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından, davacı hakkında yapılan arşiv araştırması neticesinde, kamu düzeni bakımından sakıncalı olabileceği yönünde istihbari bilgi bulunduğundan olumsuz görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı idarece yapılan değerlendirme neticesinde davacıya vatandaşlık verilmesinin uygun bulunmadığı ve başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmakta olup, mevzuatın bu konuda idareye takdir yetkisi verdiği, idareye tanınan takdir yetkisinin devletin hükümranlık hakkının kullanımının doğal bir sonucu olduğu, şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamadığı, davacı tarafından takdir yetkisinin hukuka aykırı olarak kamu yararı dışında başkaca amaçla kullanıldığının ortaya konulamadığı, idarenin vatandaşlık verilmesi hususunda yargı kararı ile zorlanamayacağı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE,’’ (Ankara 15.İdare Mahkemesi, 2024/208 esas, 2024/1155 karar sayılı karardan)

Görüldüğü gibi, mahkemeler yasal şartları taşımanın bile yabancılara vatandaşlığın kazanılması noktasında MUTLAK BİR HAK SAĞLAMAYACAĞINI vurgulayarak zaman zaman davaların reddine karar verebilmektedir.

Yine benzer sorunlar, İSTİSNAİ YOLDAN VATANDAŞLIĞIN KAZANILMASI konusunda da gündeme gelmektedir.

Örnek olsun; ‘’(…)Dava dosyasının incelenmesinden; Suriye Arap Cumhuriyeti uyruklu olan davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 12. maddesi uyarınca istisnai olarak Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle başvuruda bulunduğu, davacının talebinin ilgili mevzuat hükümlerine istinaden idarenin takdir yetkisi kapsamında 5901 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca reddedildiği,  akabinde dosyasının işlemden kaldırıldığı, söz konusu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının, istisnai olarak Türk vatandaşlığına alınma talebinin,  takdir yetkisi kapsamında reddedildiği anlaşılmakta olup, vatandaşlığa kabul konusunda idarenin egemenlik hakkına dayalı mutlak bir takdir yetkisi bulunduğu, mevzuatta öngörülen tüm şartların sağlanması halinde dahi yabancıyı vatandaşlığa alıp almamanın idarenin takdirinde olduğu, idareye tanınan takdir yetkisinin devletin hükümranlık hakkının kullanımının doğal bir sonucu olduğu, bu nedenle vatandaşlığa kabul hususunda idarenin yargı kararıyla zorlanamayacağı, bununla birlikte mevzuatta öngörülen koşulları taşıyan herkesin isteği halinde Türk vatandaşlığına mutlak bir şekilde kabul edilebileceği yolunda pozitif hukukumuzda idareyi bağlı yetkili kılan herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu durumda, mevzuat kapsamında davalı idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine,’’ (Ankara 3.İdare Mahkemesi, 2022/930 esas, 2022/2282 karar sayılı karardan)

Yine örnek olsun; ‘’(…)Dava dosyasının incelenmesinden, Özbekistan uyruklu davacı tarafından, Bursa İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne ../../2017  tarihinde istisnai yoldan Türk vatandaşlığı başvurusu yapıldığı, yapılan başvurunun Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce ../../2021 tarihli işlemle reddedilmesi üzerine  anılan işlemin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının vatandaşlık başvurusunun “Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai haller” kapsamında kaldığı, bu nitelikteki başvuruların değerlendirilmesinde; idarenin hükümranlık hakkından kaynaklanan takdir yetkisinin, vatandaşlığın kazanılmasındaki diğer başvuru yollarına nazaran, daha geniş olduğunun kabulü gerektiği, davacının Türk vatandaşlığını kazanması noktasında yasada aranan tüm şartları taşıması halinin dahi kendisine mutlak bir hak tanımadığı tartışmasızdır. Bu durumda, davalı idarenin Kanundan kaynaklı ve devletin hükümranlık hakkı kapsamında geniş değerlendirme ve takdir yetkisinin bulunduğu, bir başka ifadeyle, Türk vatandaşlığına kabul etme konusunun Devletin hükümranlık yetkisine ilişkin olduğu, yabancı kişinin şartların tümünü taşısa bile bu durumun Türk vatandaşlığı kazanma konusunda kişiye mutlak bir hak sağlamayacağı hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacının Türk vatandaşlığı başvurusunun reddi yönündeki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine,’’ (Ankara 7.İdare Mahkemesi, 2022/2350 esas, 2023/1030 karar sayılı karardan)

Görüldüğü gibi, mevzuattaki şartları taşısalar bile herkesin isteği halinde Türk vatandaşlığına mutlak bir şekilde kabul edileceği yönünde bir hukuk anlayışının idari yargıda kabul edilmediği söylenebilir.  Yani, TVK md 10/1-2.cümlede de anlam bulan haliyle, aranan yasal şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamamaktadır.

b.i.EVLENME YOLUYLA VATANDAŞLIĞIN KAZANILMASI BAĞLAMINDA RET KARARININ İPTALİNE DAİR ÖRNEK BİR MAHKEME KARARI

(…) Dava; Özbekistan uyruklu olan davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı’nın ../../2024 tarih ve 2024/… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun “Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması” başlıklı 16. maddesinde; Bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı, ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabileceği, başvuru sahiplerinde; a) Aile birliği içinde yaşama, b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartlarının aranacağı,  10. maddesinde ise; Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancının, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabileceği, ancak, aranan şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacağı kurala bağlanmıştır. Öte yandan, Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin  25. maddesinde; Kanunun 16. maddesinde sayılan şartları taşıyanların evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri, başvuruda bulunan yabancı hakkında müracaat makamlarınca araştırma yapılacağı, araştırma sonucunda yabancının; a) Bir Türk vatandaşı ile üç yıldan beri evli olmadığı, b) Evliliğin boşanma veya müracaat tarihinden önce ölüm gibi nedenlerle son bulduğu, c) Herhangi bir suçtan dolayı yargılamasının devam ettiği veya hükümlü ya da tutuklu olduğu, ç) 26. madde uyarınca istenen belgeleri ibraz edemediği anlaşıldığı takdirde başvurusunun kabul edilmeyeceği, 27. maddesinde; Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen ve başvuruda aranan şartları taşıdığı anlaşılan yabancı adına 26. maddede belirtilen belgelerden oluşan dosya düzenleneceği ve yabancı hakkında il emniyet müdürlüğünden soruşturma yapılmasının isteneceği, 28. maddesinde; İl emniyet müdürlüğünce evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancının; a) Aile birliği içinde yaşayıp yaşamadığı, b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak şekilde fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek gibi davranışlarının olup olmadığı, c) Türk vatandaşlığını kazanmasında millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin  bulunup  bulunmadığı,  hususlarının araştırılacağı  ve oluşan olumlu veya olumsuz kanaat soruşturma formuna açık bir şekilde yazılacağı, soruşturma formuna soruşturmaya ilişkin tutanakların da ekleneceği, soruşturması tamamlanan yabancının dosyasının il müdürlüğüne iade edileceği, dosya gerekli inceleme ve araştırma yapılmak üzere il müdürlüğünce komisyona gönderileceği, 29. maddesinde; Türk vatandaşlığını  kazanmak isteyen  yabancı  ve  eşi,  komisyon  tarafından ayrı ayrı ve birlikte mülakata  tabi  tutulmak  suretiyle  evliliğin   gerçek  bir  evlilik  ya  da  Türk   vatandaşlığını kazanmak amacıyla yapılmış bir evlilik olup olmadığının araştırılacağı, mülakat sonucunda oluşan kanaatin evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin mülakat formuna yazılacağı, il müdürlüğünce dosyanın karar alınmak üzere Bakanlığa gönderileceği düzenlemelerine yer verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden, Özbekistan uyruklu davacı tarafından, evlenme yolu ile Türk vatandaşlığını kazanma talebiyle yapılan başvurunun İçişleri Bakanlığının ../../2024 tarih ve … sayılı işlemi ile “takdir yetkisi” gerekçe gösterilmek suretiyle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkta, davacının ../../2013 tarihinde Türk vatandaşı olan eşi ile evlendiği, yapılan incelemede; bu evlilikten müşterek 2 çocuklarının bulunduğu, davacının başvurusu üzerine ikamet ettiği yerde ve çevresinde yapılan inceleme neticesinde eşi ile beraber yaşadıkları ve aile olarak bilindikleri tespit edilerek davacının Türk vatandaşı olmasında kamu düzeni ve güvenliği açısından bir sakınca bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, Vatandaşlık Başvuru İnceleme Komisyonunca yapılan mülakat esnasında 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 16. maddesine göre aranan şartları taşıdığı yönünde olumlu kanaate ulaşıldığının belirtildiği, ancak davalı Bakanlıkça takdir yetkisi gerekçesiyle başvurunun reddedildiği, gerekçe olarak da, davacının Türk vatandaşı olan eşinin KHK ile kapatılan … şirketinde Temmuz 2014 döneminde sosyal güvenlik kaydının bulunduğu hususunun gösterildiği anlaşılmıştır. 5901 sayılı Kanunun 10. maddesinde, Türk vatandaşlığına alınmada aranan şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak hak sağlamayacağı kurala bağlanmış olup, Devletin hükümranlık hakkının doğal bir sonucu olarak yabancıları Türk vatandaşlığına kabul edip etmeme konusunda idarenin takdir yetkisi bulunduğunda kuşku bulunmamaktadır.  Bu yetkinin ancak kanunun temel ilkeleri, kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, dava konusu edilen idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı sebebiyle iptalini gerektireceği açıktır. Somut olayda, her ne kadar davalı idarenin hükümranlık yetkisi kapsamında yabancıları Türk vatandaşlığına kabul edip etmeme konusunda takdir yetkisi bulunduğunda kuşku bulunmamakta ise de; davacının ikamet ettiği yerde yapılan araştırma neticesinde ailesi ile birlikte aynı adreste ikamet ettiğinin tespit edildiği, normal bir evliliklerinin olduğu, evlilik içerisinde doğmuş çocuklarının olduğu, davacı hakkında herhangi bir suç vb. olumsuz kayıt olmadığı dikkate alındığında, eşi hakkında tespit edilen hususların davacının Türk vatandaşlığını kazanmasına engel nitelikte görülmediğinden, Türk vatandaşı eşi ile aile birlikteliği olduğu anlaşılan davacının evlilik yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması talebinin reddine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 1.773,30 TL  yargılama gideri ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 36.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta ücreti avansından artan miktarın talep edilmemesi halinde kararın kesinleşmesinden sonra re’sen davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle  karar verildi.’’ (Ankara 7.İdare Mahkemesi, 2024/1187 esas, 2024/2058 karar sayılı karar.)

Bu kararda görüldüğü gibi, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması başvurusunun reddine karar verilen kişiler, idari yargı yoluna başvuru yaparak ret kararlarını iptal ettirerek, İçişleri Bakanlığı’nın yeniden değerlendirme sonrası vatandaşlığa geçiş işlemlerini olumlu bir duruma getirebilmekte ve nihayet T.C vatandaşlığına geçebilmektedir.

SONUÇ YERİNE

Türk vatandaşlık hukukuna göre, evlilik yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması yetkili makam kararı ile sonradan kazanılan bir vatandaşlık yoludur. Kanunun aradığı üç yıldan beri evli olmak, evliliğin devam ediyor olması, aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama ve mili güvenlik/kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunmama ön ve aslî şartları, vatandaşlık başvuru inceleme komisyonları tarafından yapılacak araştırma/inceleme neticesinde tespit edilmektedir. Bu tespitler neticesinde bir çok yabancı vatandaşlık başvurusunun reddine dair kararlar ile mağdur olmaktadır. Eğer idarenin takdir yetkisini aşan şekilde keyfi hareket ettiği durumlar vaki olursa, idari yargı makamları olarak idare mahkemeleri ret kararlarının İPTALİNE karar verebilmektedir.

Uygulamada vatandaşlık başvurusunun reddine dair kararların idari yargı yerindeki hukukilik denetiminde çok farklı kararlar gündeme gelebilmektedir.

Hepiniz, aşkla, ahlakla, hukukla kalın.

Av.Onur Güler- 08.01.2024

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir